Human Evolution, MENTAL OVERTURNING (AKIL TAKLASI), The Three Leaps in Human Evolution,
Wednesday, 20 November 2013
Friday, 15 November 2013
Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi 15.11.2013 (1391. sayısı)
THREE LEAPS IN HUMAN EVOLUTION (Cumhuriyet Science Technology journal)
15.11.2013 Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisi
Oktay Kaynak
İnsan kendini araştıran tek canlıdır. O
zaman sorulmalıdır; modern insan denilen akıllı canlının evrilme süreçleri ya
da oluşma süreç ve mekanizmaları acaba kendine özgü müdür? Bu soruya yanıtım
evettir. İnsan bu aşamaya birbirini izleyen üç önemli sıçramayla geldi.
Antropoloji bilimi insanın akıllı canlı oluşuyla iki ayaklılık arasında sezgisel bir ilişki kurmuştur. Daha sonra bulunan Australopithecine fosilleri bu sezgisel bilgiyi doğrular yönde olunca, bu konuda araştırmalar ve çalışmalar devam ettirilmiştir.
Canlılarda
evrim süreç ve mekanizmaları şöyle açıklanabilir: Çevre ya da yaşam alanında
oluşan küçük değişiklikler canlı üzerinde seçici baskılar yapar, canlı bu
baskılara uyumsal yanıtlar verir, küçük biyolojik değişimlerin çok uzun
zamanlarda birikmesi sonucu, türlenme
oluşur.. Bilimin evrimsel sürece bakışı
böyledir. Ama insanın evrimini bu yolla açıklama çabası, bugüne dek tatmin
edici olmadı. Nedenine gelince...
İnsan,
doğadaki diğer canlılardan farklıdır. Oysa, insanın evrimi, diğer canlıların
evrilme biçimi ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Buna göre, ortak atamızdan 6
milyon yıl önce ayrılmakla başlayan bir süreçle, doğal seçilim mekanizmaları
çalışacak ve ortak ata evrilip modern insan olacaktır.
Ama
insan çok özel, çok farklıdır. İnsan kendini araştıran tek canlıdır. O zaman
sorulmalıdır; modern insan denilen akıllı canlının evrilme süreçleri ya da
oluşma süreç ve mekanizmaları acaba kendine özgü müdür? Bu soruya yanıtım evettir.
İnsan bu aşamaya birbirini izleyen üç
önemli sıçramayla geldi.
1) İki Ayaklılık Sıçraması:
Günümüzden
6-7 milyon yıl önce doğu Afrika’da Ekvator ormanlarında yaşayan bir primatın,
rift oluşumu sebebiyle yaşam alanı bozuldu ve büyük değişikliğe uğradı. Kısaca
rift ve plato oluşumundan kaynaklanan çok sayıda volkanların neden olduğu orman
yangınları ve volkan küllerinin primatın, üzerinde yaşadığı ağaçları kavurması
sonucu, bu primat ağacı terk etmek zorunda kaldı. Volkan küllerinin kapladığı
karasal alanda yiyecek bulamayan bu canlı, sığ sularda yiyecek aramak zorunda
kaldı. Sığ sulardan beslenme zorunluluğu bu canlıyı ayağa kalkmaya zorladı. Bu
canlı yaklaşık 4 milyon yıl gündüzleri sığ sularda yiyecek avladı ve topladı,
geceleri de kavrulmuş ağaç kütüklerinde yattı.
Bu
dönüşümle, hem iki ayaklılık süreci
hem de buna bağlı olarak düşey
gövdelilik süreci başladı. İki ayaklılık ve düşey gövdelilik, öyle bir
lokomosyon biçimidir ki, canlının biyo- mimarisi ve kinematik işleyişleri
optimal, stabil ve en ekonomik hale gelmeden duramaz. Bu biyo- mimarinin ve
kinematik işleyişlerin olması gereken son şekli, modern insanın biyo- mimarisi
ve kinematik işleyişleridir.
Örneğin;
bu 6 milyon yıllık sürecin bir yerinde modern insana gidiş süreci dursa, bu
canlı genetik yapılanmasını tamamlasa ve ayrı bir tür olarak yaşamını ve
neslini sürdürmeye çalışsa, bu canlı o biyo- mimari ve kinematik işleyişle ayrı
bir tür olarak yaşamını sürdüremezdi.. Bunu çok rahat söyleyebiliriz. Çünkü bu
model canlının lokomosyonu dengeli değildir. Özellikle koşması gerektiğinde
vücut dengesini sağlayamayıp, düşecektir. Böyle bir canlı yaşamını ve neslini
bu şekilde sürdüremez.. Bu nedenle, olması gereken gelişmeyi göstererek, modern
insana doğru yürüyüş/gelişme devam etti.
Modern
insana varıncaya kadar bütün nesiller geçiş varyantlarıdır. Yani bunlar ayrı
türler değillerdir (Kaynak 2012, 2013). ) Rift ve plato oluşumu, kuzeyden
güneye doğru zamanla yürüdüğü için, değişik zaman aralıklarında, değişik primat
türleri iki ayaklılığa zorlanmış olabilir. Bu nedenle modern insana doğru
yolculuğun değişik aşamasında olabilirler. Bu yüzden ayrı türler oldukları
düşünülmüş olmalıdır.. Her ne kadar bulunan
fosilleri tanımlamak için ‘’akıl taklasına’’ kadar olanları Australopithecine
(yaklaşık 2 milyon yıl önce); 2 milyon yıldan günümüze kadar da Homo
terimlerini kullanıyorsak da, bunlar ayrı türler değil modern insana yolculuğun değişik aşamalarındaki geçiş varyasyonlarıdır.
2) Akıl Taklası Sıçraması
Günümüzden
yaklaşık 2 milyon yıl önce gövde dikleşmesi belirli bir açıya geldiğinde, bu
düşey gövdeliliğe embriyo uyumsal bir yanıt verdi. Embriyo, plasentasını,
önceleri annenin karın bölgesine tutundururken, dikleşme sürecinde bu kez
annenin sırtına doğru tutturmaya başladı. Embriyonun kafası annenin doğum
kanalına dönük oluşurken, bu kez annenin diyaframına dönük oluşmaya başladı.
Modern
insan embriyoları 2 milyon yıl önce atılan bu ‘’Akıl Taklası’’nı hamileliğin 7.ayında düzeltip, başını doğum
kanalına çevirerek doğuma hazırlanmaktadır. Bu akıl taklasıdır ki kafatası
(beyin) büyümesini başlatmıştır.
3) Akıl Eşiği Sıçraması: Günümüzde
350cc. beyin hacmine sahip şempanze, kocaman ağaç dalını koparıp, düşmanlarına
bu sopayla saldırmaktadır. Yerden aldığı taşı düşmanına fırlatmaktadır.
Brezilya ormanlarındaki Kapiçun maymunları, avcıları olan jaguar geldiğinde, kayalıklara tırmanıp oradan öyle yoğun taş yuvarlıyorlar ki,
çita geri çekiliyor. Aynı zamanda bu Kapiçunler hindistan cevizi türü bir
meyveyi kırmak için çok gelişkin bir taş işçiliği uygulamaktalar. Şempanzeler
de taşla meyve çekirdeği kırarlar.
Yani
her iki primat da, taşı hem alet hem de silah olarak kullanmaktadır.
Şempanzeler ince sopaları termit avlamak ve arı yuvalarından bal almakta
kullanmaktadır. 350cc. beyin kapasitesiyle bunları yapabilen şempanze, 500cc.
beyin hacmine sahip olsaydı neler yapabilirdi diye düşünülmelidir.
Şempanze,
düşmanını kovaladıktan sonra elindeki sopayı uluorta rastgele bir yere
bırakıyor, bu sopa ciddi şekilde işime yarıyor, ben bunu yanımda bulundurmalıyım
demiyor. Şempanze; acaba 500cc. beyin hacmine sahip olsa, bu benim çok işime yarıyor ben
bunu yanımda bulundurmalıyım hatta geliştirmeliyim dermiydi? 500 cc.’de
demeyebilir, 550cc. de demeyebilir, 600cc. de demeyebilir, ama dediği bir yer
vardır.
Ben
işte bu yere, ‘’AKIL EŞİĞİ’’
(critical point) diyorum. Bu akıl eşiği aşıldıktan sonra, eline sopayı alan
Hominid, belki de diğer eline taş alarak çevredeki en yırtıcısı dahil olmak
üzere bütün canlıların yaşam alanlarına korkusuzca girmeye başlamıştır.
Avını
ve avcısını taş atarak ve sopa kullanarak uzaktan etkiler hale gelince, dünya hakimiyetini kurmak üzere Rift
vadisinden yola çıkmıştır. Akıl eşiği aşıldıktan sonra çıplaklığını
bilmiştir, kendini bilmiştir, sopayı ve taşı silah olarak kullanabileceğini
bilmiştir.
İnsan aklı,
embriyonun, düşey gövdeliliğe verdiği uyumsal yanıtın olağanüstü bir
sonucudur!
Kaynakça:
1-
Kaynak, O.; 2012, European Anthropological Association bildiri özetleri
kitapçığı s:50, Ankara
2- Kaynak, O.; 2013, Gordon Research Conferences, Boston
Copyright©2013 by Oktay Kaynak
Copyright©2013 by Oktay Kaynak
Friday, 1 November 2013
5. NATİONAL BİOLOGİCAL ANTHROPOLOGY SYMPOSİUM PRESENTATİON
DOĞAL
SEÇİLİM İKİ AYAKLILIĞI VE BÜYÜK BEYNİ
SEÇİYOR MU?
OKTAY KAYNAK
Antropoloji bilimi
insanın akıllı canlı oluşuyla iki ayaklılık arasında sezgisel bir ilişki
kurmuştur. Daha sonra bulunan australopithecine fosilleri bu sezgisel bilgiyi doğrular yönde olunca bu konuda
araştırmalar ve çalışmalar devam ettirilmiştir. Bipedalliğin nedenleri konusunda değişik hipotezler
oluşturulmuştur. Bunlardan birisi de enerji maliyeti hipotezidir.
DOĞAL
SEÇİLİM İKİ AYAKLILIĞI SEÇİYOR MU?
Grafikte dört
ayaklılığın pahalı olduğu söylenmektedir. Modern insanın iki ayaklı yürüyüşü,
şempanzenin iki ayaklı ve dört ayaklı yürüyüşünden % 75 daha az enerjiye mal
olduğu için iki ayaklılığın seçildiği düşünülmüştür. Halbuki modern insanın biyomimarisi ve kinematik
işleyişleri şempanzenin biyomimarisi ve kinematik
işleyişleri ile karşılaştırılmamalıdır. Başlangıç koşulları tartışılmalıdır;
yani aynı şempanzenin iki ayaklı yürüyüşüyle dört ayaklı yürüyüşü arasındaki
enerji maliyet farkı hesaplanmalıdır. Modern insan 6-7 milyon yıldır iki
ayaklılığa uyarlandığı için biyo mimarisi en ideal
ölçülere gelmiştir.
Şempanzelerin 4-5 yıl
iki ayaklı yürümeye eğitilmelerine rağmen şempanze- şempanzeyle kıyaslanınca
iki ayaklılığın dört ayaklılıktan daha fazla enerjiye mal olduğu görülmüştür.
Yani doğal seçilim enerji maliyeti açısından iki ayaklılığı seçmiyor.
ENERGY EXPENDITURE
of BIPEDAL WALKING is HIGHER THAN THAT
of QUADRUPEDAL WALKING in JAPANESE
MACAQUES
(Japon Makaklarında İki Ayaklı Yürümenin
Enerji Tüketimi Dört Ayaklı Yürümeninkinden Daha Fazladır)
Nakatsukasa M, Hirasaki E, Ogihara N. (2006 Sep) Am
J Phys Anthropol. 131(1):33-7.
Sockol et al. 2007
PEKİ
NEDEN AYAĞA KALKTI?
Ayağa kalktığını söylediğimiz canlı bir ağaç canlısı, yani yaşamını ve türünü ağaçta sürdüren bir canlı. Bu canlı ağacın meyvesi, kabuğu ve yaprağıyla beslenerek ağaçta yaşıyor. O halde neden ağaçtan indi? Madem indi neden indikten sonraki 4 milyon yıl süresince hayatında hala ağaç var?
6-7 milyon yıl önce ağaçtan indiği konusunda genel görüş birliği var. Nedenleri konusunda değişik görüşler var. Ama bu canlı günümüzden 2 milyon yıl öncesine kadar halen ağaççı, biyo mimarisi bunu çok net ve açık gösteriyor. Yani 6 milyon yıl önce ağaçtan indi ve 4 milyon yıldır hayatında ağaç yine var. Bu canlının hayatında ağaç nasıl ve niye var sorularının yanıtlanması gerekir.
Rift vadisinde oluşan olağanüstü jeolojik oluşumlar sonucu içinde yaşadıkları ormanın volkan külleriyle örtülmesinden ve kavrulmasından dolayı karasal alanda yiyecek bulamayan bu canlı, sığ sularda beslenerek yaşamını sürdürmeye çalışmıştır. Bu oluşumdur ki modern insana doğru yürüyüşü başlatmıştır.
Kaynak O. 2013, Gordon Research Conferences, Boston
Kızgın volkan külleri nedeniyle ağaç üstlerinde ve karasal alanda yenebilecek hiçbir şey kalmamıştır.
İNSAN TÜRÜNÜN OLUŞMASINI BAŞLATACAK BİYOEKOLOJİK NİŞİN ANA PARAMETRELERİ :
1- Bir Yanardağ
2- Kavrulmuş Ağaç Kütükleri
3- Bir Göl ya da Dere Yatağı
4- Bir Primat Kolonisi
5- Yeterli Zaman
Bir şempanze kolonisi
sığ sularda yaşamaya özendirilerek bu önerme denenebilir.
Kaynak O. 2013, Gordon Research Conferences, Boston
Sudan
beslenme önermesine dayanak olarak, yapılan iki önemli araştırmadan söz etmek
gerekir:
6,3 MİLYON YIL ÖNCE
TUGEN TEPELERİ
§6,3 milyon yıl önce
§ Yoğun volkanik külle kaplı
§ Çoğunlukla
silisleşmiş ağaçlar var
§ Yaklaşık 4 km² lik bir alan
§ Şimdiye kadar 6 takson tespit edilmiştir.
§ Bu ormanlar batı Afrika ormanlarının devamı olan ormanlardır. § Ağacın boyu 50 m (kütük gövde çapından hesaplanmıştır)
Hill A. et al.Journal of Human Evolution, Volume 59, Issue 5, 2010, Pages 465–483
SONUÇLAR:
§ Çoğu
insansı fosillerinin bulunduğu Rift vadisinde,
insansıların ilk ortaya çıktığı dönemde çevre esas olarak ağaçlık ve
ormanlıktı.
§
Astronomik değişiklikler Rift vadisindeki iklimde ve
çevrede öngörülebilir değişikliklere sebep oldu.
§ Hominidlerin başlangıcından
günümüze kadar bu etki düzenli olarak devam etmiştir.
§ Bu
olgu sadece Tugen tepelerinde değil,
bütün Afrika üzerinde etkisini sürdürmüş olmalıdır.
§
Sadece göllerin kuruyup geri gelmesi değil, güçlü iklim değişiklikleri olarak
da devam etmiştir.
§ Bu,
evrimi nasıl etkilemiştir? İnsansılar dahil diğer hayvan topluluklarının
dağılmalarına ve yeniden bir araya gelmelerine sebep olmuştur.
§ Bir
çeşit kaleidoscope etkisi, karıştırma ve
yeni bir model: Darwin’ci türlenme için mükemmel bir
durum oluşturmuştur.
Bu araştırmada günümüz
şempanzesiyle A.Africanusun diş morfolojileri karşılaştırılmıştır. A. Africanusun
günümüz şempanzeleri gibi ağaç yaprakları ve meyvelerle beslenmiş olacağı öngörülmüştür (C13). Diş
yüzeylerindeki küçük çukurlarda bunu doğrulamıştır. Ancak yapılan C sabitlemesi
analizlerinde C14 ile beslendiği anlaşılmıştır. Yani genetiği
değişmeden diyeti değişmiştir. Bu
çelişkinin açıklanması gerekir. Sponheimer bu durumun insan evriminin açıklanmasında kilit rol
oynayacağını söylemiş, su ürünleriyle beslenmiş olabileceğinden bahsetmiştir
Sponheimer, M. & Lee-Thorp, J.A. (1999). Isotopic Evidence for the Diet of an Early Hominid, Australopithecus africanus. Science 283, 368-370.
DOĞAL
SEÇİLİM BÜYÜK BEYNİ SEÇİYOR MU?
Doğal seçilim var olan
varyasyonlar içinden seçer; kendisi bir şey üretmez. Akıl (büyük beyin) ve
düşük enerji maliyeti her canlının yaşamını ve türünü sürdürmek için
kullanabileceği en önemli sağ kalma parametreleridir. Ama görülüyor ki, her
canlı türü akıl üretememiş.
YÜZ/ ÇENE İLE KAFATASI
NEDEN EŞ ZAMANLI DEĞİŞMEKTEDİR?
(a)açıları
(b) açılarına eşit midir?
Modern insan düşey gövdeli olma sürecini
tamamlamış bir canlıdır. Bu nedenle bir şempanze embriyosu insan uterusuna implante edilip bu önerme denenebilir.
PEKİ
İNSAN NEDEN AKILLI CANLI OLDU?
Kafatası hacmindeki
büyümenin nedenleri konusunda değişik görüşler vardır.
Bunlar:
§ İki ayaklı olup elleri boş kaldığı için ellerini
kullanarak, alet yapmış ve bu aleti kullanmak için büyük beyin seçilim baskısı
altında kalmıştır. Büyük beyin gelişkin aletler yapma sonucuna götürmüş,
gelişkin aletler daha büyük beyin oluşmasına neden olmuştur. Kısacası el ve
beyin interaktif bir biçimde çalışarak akıllı canlının oluşumuna
götürmüştür.
Halbuki 6 milyon yıldan 2 milyon yıl
öncesine kadar yani 4 milyon yıldır elleri boş ve beyin büyümesinde hiçbir
değişiklik yok.
İnsanın akıllı canlı olmasının nedeni
günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce australopithecine embriyosunun düşey gövdeliliğe verdiği
uyumsal yanıttır. Bu yanıt ‘’Akıl Taklası’’ dır.
Kaynak O. 2013, Gordon Research Conferences, Boston
§Ernst Mayr dil geliştirdiği ve
bunun sonucunda da kültür geliştirdiğini, kültüründe bilgi birikimine sebep
olduğu ve bunun sonucunda da beynin büyüdüğünü iddia etmektedir.
§ Daniel Lieberman’a göre ise avcılık ve toplayıcılık o kadar başarılıydı ki,
bu olgu beyin büyümesi üzerindeki sınırlamaları kaldırdı ve diğer ilerlemelere
götürdü.
100 bin yıl önce kafatası büyümesi
durmuştur. Daha sonraki tarım, hayvanların evcilleştirilmesi, yerleşik düzene
geçilmesi, ateşin kontrollü kullanımı gibi olağanüstü kültürel devrimler ve eş
zamanlı olarak dilin geliştirilip kullanılması hiç de söylenildiği gibi
kafatası hacminde büyümeye neden olmamıştır. Eğer kültür beyin büyümesinin
sebebi ise bunların sonucunda ani bir beyin büyümesi olmalıydı. Büyük beyin
dilin, kültürün, avcılık ve toplayıcılığın ürünü değil; avcılık ve
toplayıcılık, dil ve kültür büyük bir beynin ürünüdürler. Konuşma ve kültür büyük beynin sebebi değil, sonucudur.
İnsanın hemen hemen ilk
atasında, hatta en gelişmemiş eksikli bir dilin kullanılır olmasından da daha
önce, zihinsel yetenekler günümüzdeki maymunların hepsinden daha yüksek bir
gelişme göstermiş olsa gerekir.
Bay Chauncey Wright’in belirttiği
gibi ’’ konuşma yetisinin psikolojik bir analizi, dilin kullanımındaki en küçük
bir ustalığın bile, herhangi başka bir alanda gösterilecek en büyük ustalığın
gerektireceğinden daha büyük bir zihinsel yetenek gerektirdiğini gösterir. ‘’
Darwin, İnsanın Türeyişi
İNSAN
AKLI EMBRİYONUN DÜŞEY GÖVDELİLİĞE VERDİĞİ UYUMSAL YANITIN OLAĞANÜSTÜ BİR
SONUCUDUR!
Copyright©2013 by Oktay Kaynak
5. ULUSAL BİYOLOJİK ANTROPOLOJİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETİ
DOĞAL SEÇİLİM İKİ AYAKLILIĞI VE BÜYÜK BEYNİ SEÇİYOR MU?
Konu-Sorun: Antropoloji
bilimi insanın akıllı canlı oluşuyla iki ayaklılık arasında sezgisel bir ilişki
kurmuştur. Daha sonra bulunan australopithecine fosilleri bu sezgisel bilgiyi
doğrular yönde olunca bu konuda araştırmalar ve çalışmalar devam ettirilmiştir.
Amaç: Kurulan
bu ilişkinin mekanizmalarının araştırılmasını, neden- sonuç ilişkilerinin
kurulmasını, bu güne dek savunulan ilişki mekanizmalarının irdelenmesini ve öne
sürdüğüm görüşlerin antropoloji bilim çevrelerinde tartışılmasını sağlamak.
Materyal-Metot:
Canlılarda evrim süreç ve
mekanizmaları, çevre ya da yaşam alanında oluşan küçük değişikliklerin canlı
üzerinde yaptığı seçici baskılara, canlının verdiği uyumsal yanıtlardan oluşan
küçük biyolojik değişimlerin çok uzun zamanlarda birikmesi sonucu oluşan
türlenme olarak açıklanabilir. Ama insanın evrimi bu yolla açıklanmaya
çalışıldığı için bu güne dek tatmin edici bir açıklama biçimi
geliştirilememiştir. İnsanın doğadaki diğer canlılardan farklı olduğu açıktır.
İnsanın evrimi diğer canlıların evrilme biçimi ile
açıklanmaya çalışılmaktadır. Buna göre ortak atamızdan 6 milyon yıl önce
ayrılmakla başlayan bir süreçle, doğal seçilim mekanizmaları çalışacak ve ortak
ata evrilip modern insan olacaktır. Ama insan çok özel, çok farklıdır. İnsan
kendini araştıran tek canlıdır. O zaman sorulmalıdır; modern insan denilen
akıllı canlının evrilme süreçleri ya da oluşma süreç ve mekanizmaları acaba
kendine özgü müdür?
Bulgular: İki ayaklı olup, gövde belirli bir dikliğe ulaştıktan
sonra bu dik gövdeye rahimdeki embriyonun uyumsal bir yanıt vermesi gerekir.
Embriyo dik gövdeliliğe nasıl yanıt vermiş, nasıl uyum sağlamış? İşte insan
aklı embriyonun dik gövdeliliğe verdiği uyumsal yanıtın sonucudur. Ne elleri
boş kaldığı içindir, ne de konuşma ve kültür geliştirdiği içindir. Çünkü
konuşma ve kültür beynin belirli bir büyüklüğe ulaşmasından sonra
geliştirilebilmiştir. Yani konuşma ve kültür büyük beynin sebebi değil,
sonucudur. İnsan küçük evrimsel birikimlerle evrimleşmemiş, insan sıçramalarla
olağanüstü hallerin olağanüstü sonucu olmuştur.
Sonuç:
Akıl düşey gövdeliliğin beklenmedik
bir hediyesidir.
Copyright©2013 by Oktay Kaynak
Copyright©2013 by Oktay Kaynak
Subscribe to:
Posts (Atom)